Şube Başkanımız Kamuran Aşkar, Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un, tatil süreleriyle ilgili kamuoyuna yaptığı açıklamayı değerlendirdi. Aşkar, süreçte ülkemizin yapısı,öğrenci başarısı ve çalışanların özlük hakları birlikte ve çok yönlü ele alınmalıdır, dedi.
Şube Başkanımızın açıklaması şu şekildedir:
Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, tatil süreleriyle ilgili kamuoyuna bir açıklama yapmıştır. Açıklamasında, 13 haftalık yaz tatilinin 2 haftasının Kasım ve Nisan aylarında birer haftalık ara tatil olarak planlandığını ifade etmiştir.
Türkiye’de temel eğitim ve ortaöğretim kademelerinde öğretim yılı 180 iş günü ve 36 haftadan oluşmaktadır. Toplamda iki hafta olan Ocak ayının son haftası ile Şubat ayının ilk haftası yarıyıl dönem tatili; Haziran ayının ikinci haftasından Eylül ayının ikinci haftasına kadar olan 13 hafta yaz tatili yapılmaktadır. Kademelere göre OECD ülkelerinde yıllık ortalama ilkokulda 185, ortaokulda 183 ve ortaöğretimde 180 öğretim gün sayısı olup Türkiye’de bu kademelerde öğretime ayrılan yıllık ortalama gün sayısı birçok ülke ile hemen hemen aynıdır.
OECD ülkelerinde yaz tatili sürelerine bakıldığında, ortalama sürenin 11-13 hafta olduğu görülmektedir. Bu süre, Avrupa’nın kuzey ülkelerinde 10 haftaya kadar düşmektedir. Ülkelerin eğitim-öğretim planlamasındaki tatil süreleri, ülkenin bulunduğu kıta ve coğrafi şartlara göre değişiklik göstermekte; dinî, millî, tarihî ve kültürel günler bu tatil sürelerinin artmasında ya da azalmasında önemli rol oynamaktadır.
Yeni eğitim-öğretim yılı çalışma takviminde ara ve yaz tatili uygulamalarında değişiklik, iklim şartları ve uzun yaz tatillerinin öğrenci başarısı üzerinde olumsuz etkileri de dikkate alınarak yapılmalıdır. Öğrenmenin sürekliliğindeki verimlilik ile tatil sürelerinin dinlenmeye sağladığı katkı göz önünde bulundurularak eğitim-öğretimin ritmini bozmayacak şekilde gerçekleştirilmelidir. Öğrencilerin coğrafi şartlara göre mevsimsel olarak dezavantajlı konuma düşmemesi ve bu süreçten olumsuz etkilenmemesi büyük önem arz etmektedir.
Ayrıca, öğretmenlerin de dönem içerisinde dinlenme fırsatı elde edecek olması önemli olmakla birlikte, eğitim çalışanların herhangi bir özlük hakkı kaybına uğramaması elzemdir. Önümüzdeki eğitim-öğretim döneminde yürürlüğe girmesi düşünülen bu uygulama konusunda, eğitim çalışanlarının ve ilgili paydaşların görüşleri alınmalıdır. Bununla birlikte, özellikle çalışan anne ve babaların bu düzenlemeden olumsuz etkilenmemeleri için tedbir alınmalıdır.
Kamuran Aşkar
Eğitim-Bir-Sen Zpnguldak Şube Başkanı