11. Türkiye buluşmamızda Antalya'da il ve ilçe yönetimlerine hitap eden Genel Başkanımız Ali YALÇIN, Eğitim-Bir- Sen'in imanlı ve cesur yüreklerden oluştuğunu, bunu 15 Temmuz sürecinde bir kez daha gösterdiğini söyledi. 15 Temmuz darbe girişiminde bedel ödeyenlerİ unutmayacağımızı belirten YALÇIN, ilk günkü teyakkuz ve duyarlılıkla bu ülkeyi türbülansa çekmeye çalışanların cezalarını çekinceye kadar emek vereceklerini söyledi. Genel Başkanımız YALÇIN konuşmasına şu şekilde devam etti :
15 Temmuz'da imani dirayet, şeytanı ihanete galip gelmiştir. 15 Temmuz'da Eğitim-Bir-Sen hainlere hadlerini bildirmek ve milletimizi yok sayanlara dur demek için sağımıza ve solumuza bakmadan saat 23:30 dan itibaren darbecilerin karşısına dikilmiş ve tüm Türkiye'de sokağa inmiş, insanları sokağa davet etmiştir ve 27 gün boyunca da kararlılıkla meydanları bırakmamıştır.
"Erdoğan'a yapılan Türkiye'ye de yapılandır."
15 Temmuz tarihimizdeki en kanlı işgal girişimidir. Milletimizi egemen güçlere peşkeş çekmek isteyenlerin tarihimize, şehit ve gazilerimize ihanetidir. Sessiz kalıp hasar tespiti yapanlar, yaşananların sayın Cumhurbaşkanımıza yapıldığı algısı oluşturmaya çalışıyorlar, oysaki Erdoğan'a yapılan millete yapılandır ; çünkü Erdoğan bu milletin ta kendisidir.
"Darbenin izleri beyinlerden de silinmelidir."
Son ihanetçiler kamudan atılıncaya kadar mücadele edeceğiz. İsterse babamız olsun bu ihanetin içinde yer alan kim olursa olsun cezasını çekmesi için mücadele vereceğiz. Ama arada masumların zarar görmesine asla izin vermeyeceğiz. Bu ihanet müfredattan, ders kitaplarından ve beyinlerden silinmelidir. Meydanlarda verdiğimiz mücadelenin sulandırılmasına da izin vermeyeceğiz. Pensilvanya'nın Lawrance'inin çakalları cezalarını çekecektir. Çünkü söz konusu vatansa üyemiz de Pensilvanya da babamız da teferruattır.
"Sözleşmeli Öğretmenlik Garabettir."
Biz eğitim başta olmak üzere ülke sorunları karşısında tenkit değil teklif odaklı olmaya devam ediyoruz. Sözleşmeli öğretmenlik ve mülakat uygulamasından bir an önce vazgeçilmelidir. Türkiye bir an önce çalışma hayatının sorunlarına dönmeli ve masada verilen sözler tutulmalıdır. Kazanımlarımızın unutulmasına asla izin vermeyeceğiz.
"Cebreden Değil Cezbeden Devlet."
Devlet Doğu ve Güney Doğu sorunlarını çözmeye yeniden odaklanmalıdır. Cedreden değil cezbeden devlet algısı oluşturulmalıdır.