Memur maaşlarını eriten enflasyona karşı seyyanen zam çağrımızı Madenci Anıtı önünde yaptığımız basın açıklamasıyla yineledik. Çok sayıda kamu emekçisinin katıldığı basın açıklamamız Memur-Sen İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Kamuran Aşkar tarafından yapıldı. Sayın Aşkar'ın konuşma metni şu şekildedir:
Değerli arkadaşlarım, Kıymetli Basın Mensupları.
Hepiniz hoş geldiniz sefa getirdiniz.
Malum bugün Haziran ayı enflasyon rakamı açıklandı. Böylelikle kamu görevlilerinin
2021 yılı ilk altı aylık zam oranına eklenecek enflasyon oranı da belirlenmiş oldu.
5. Dönem Toplu sözleşmenin mutabakatsızlıkla sonuçlanması sonucu Kamu İşvereni ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu 2021 yılı için %3 + %3 zammı kamu görevlilerine reva görmüştü.
Bugün açıklanan 1,94’lük Haziran ayı enflasyon oranıyla5,45olmuş, böylelikle 1 Temmuz 2021 itibariyle % 8,45’lik bir artış olmuştur. Bu zam değil, enflasyon kaynaklı memurun kaybıdır.
Malum, 2019 yılı Ağustos ayında açıklanan ve 2020 yılı Ocak ayından itibaren geçerli olan Hakem Kurulu kararındanbugüne tam 18 ay geçti.
ve bu 18 Ayda:
Gerçekleşen enflasyon: %24,28
Hedeflenen enflasyon: %7,5
Memura verilen zam: %11,40
18 ayda Dolar %46,05 arttı.
18 ayda Euro %54,50 arttı.
18 ayda Altın (Gr.) %71,33 arttı.
18 ayda Yağ (18 LT) %116,04 arttı.
18 ayda Elektrik (kr/kWh) %30,91 arttı.
18 ayda Doğal Gaz(m3/TL) %23,68 arttı.
Bu veriler maalesef,
Biz bugün burada, işte bu gerçekler ışığında,
İlk önce hemen şunu belirteyim ki, özellikle küresel dengesizlikler ve son 1 buçuk yıldır bütün insanlığı etkisi altına alan ölümcül kovit 19 pandemisi, hayatımızın akışını derinden etkiliyor.
Dolayısıyla, böylesi zor koşullar altında, ülkemiz ekonomisinin kur üzerinden yaşadığıfinansal dalgalanma dâhil birçok konuyu serinkanlı bir değerlendirmeye tabi tutmamız gerektiği de ortadadır.
Biz durduğumuz yerin sorumluluğunu da zorunluluğunu da iyi bellemiş bir emek örgütüyüz.Evet, biz emeğimizin ve ekmeğimizin derdindeyiz. Hiçbir gerçeği ıskalamadan, özellikle enflasyon üzerinden yaşanan gelir kayıplarının tazmini noktasında hem sesimizi hem de sözümüzü bu meydandan ve diğer 80 ilimizden yükseltiyoruz.
Değerli kardeşlerim, Çok kıymetli basın mensupları
6. dönem toplu sözleşmenin arefesinde, bugün açıklanan enflasyon rakamları, deyim yerindeyse evdeki hesabın çarşıya uymadığını bir kere daha tescil etmiştir.
Son 18 aylık enflasyon rakamlarına baktığımız zaman hedeflenen enflasyonun 3 katı, maaş ve ücretlere yapılan artışın ise tam 2 katından fazla oranda bir sapma olduğu görülecektir.
Böylesi büyük bir sapma, hedeflenen enflasyon üzerinden ücretlendirme politikasının yanlışlığını ortaya koymuyor mu?
Biz, ilk günden beri bu yöntemin yanlış olduğunu dile getirdik. kaldı ki, kamu işvereninin üzerindenpazarlık yaptığı öngörüler hiçbir zaman tutmadı, tutmayacaktır da.Aslında hükümet, oluşturduğu sistematikte “kamu görevlilerini enflasyona ezdirmeyeceğiz” diyerek bu gerçeği itiraf etmektedir.
Fakat Memur-Sen olarak; 4. ve 5. Dönem Toplu sözleşme süreçlerinde hükümetin sığınağı haline gelmiş olan “kamu görevlilerini enflasyona ezdirmeyeceğiz” sözünün hakkaniyeti yansıtmadığını söyleyerek kamu görevlilerinin büyümeden ve refahtan pay alması gerektiğinin altını çizdik ve bunun mücadelesini verdik.
Biz ülke gerçeklerini temel alan tekliflerle masaya oturduk hep Ekonominin gerçekleri ve alın terinin hakkını vermeye dair gerekler yerine,
Geldiğimiz nokta ortada yaşanan süreç maalesef Memur-Sen’in haklılığını tescilledi.
Gelin bu çarpık sistematiği değiştirelim! Hayali enflasyon hedefler üzerinden değil, reel gerçekler üzerinden artışları belirleyelim. Artık enflasyon oranı bazlı güncelleme/yeniden değerleme katsayı uygulaması yerine
Kamu görevlisi devletin yükü değil gücüdür. Her şeye zam yapılırken memurun seyretmesi beklenemez
Biz,
Kamu işvereninin belirlediği zam, Mart demeden buharlaşıyor. Tam da bu yüzden, en düşük devlet memuru maaşının % 10’undan az olmamak üzere seyyanen zam talebini her zemin ve şartta dile getirdik, getirmeye de devam edeceğiz. Artık bahaneleri ortadan kaldıralım, gerçekleri konuşalım. Gelin, kamu görevlilerini ferahlatacak ve bu amaçla da refahtan pay almalarını sağlayacak bir paradigmal değişimi hayata geçirelim. Seyyanen zam çağrımız, bu kapsamda görülmeli, Gelir kayıpları giderilmeli...
Biz, olmayan bir kaynaktan artış istemiyoruz. Var olan ve kamu görevlilerinden sakınılan bir kaynaktan payımız olanın, hakkımız olanın verilmesini istiyoruz.
Evet, Türkiye’nin ekonomisi büyüyor…İhracatta tüm zamanların rekoru kırılıyor.Fakat birçok kesimin haklı olarak tepki gösterdiği şekilde Türkiye’nin büyümesinden sadece
Büyümenin ürettiği kaynağı, bu kesimler kendi arasında paylaşıyor.Ne yazık ki, gelir dağılımındaki makas gün geçtikçe açılıyor, ülkeyi ayakta tutan orta sınıf eriyor, tabanla tavan arasındaki uçurum büyüyor. Evet, Türkiye ekonomisi büyüyor fakat memurlar büyümüyor. Kamu görevlilerinin mali ve sosyal hakları söz konusu olduğunda “mali disiplin”, “bütçe imkânları” ve “tasarruf tedbirleri” başta olmak üzere çeşitli bahaneler üretiliyor. Hal böyle iken; Sermaye ve finans kesimi için teşvik paketleri, vergi afları çıkarılıyor.
Bunun bir sosyal maliyetinin olacağını herkesin düşünmesi gerekmiyor mu?
Ben buradan taleplerimizin bir kısmını sizlerle paylaşmak istiyorum:
Duyuru yok... |