Yazı
Yazar : Ramazan ÇAKIRCI
83248 Görüntülenme
Seçimimiz Kumpasları Bozmalı
Ramazan ÇAKIRCI

İnsan seçim yapan bir varlıktır. Yönümüz, menzilimiz, geleceğimiz, bir ölçüde kaderimiz yaptığımız seçimlerle doğrudan ilişkilidir. Seçme iradesi insana sorumluluk yükler. İyiyi de kötüyü de kendi irademizle, kendi ellerimizle seçeriz. Yel ekenin fırtına biçmesi misali karanlığı seçenin aydınlığı beklemesi saçmadır. Kolaylığı seçenin duçar olduğu zorluklardan şikâyet etmesi anlamsızdır. Fenalığı tercih edenin iyilik beklemesi, iyilik bulması imkânsızdır. Düşmanlığı seçenin dostluktan, savaşı seçenin barıştan nasibi olmaz. Bu diyalektik işleyiş, hayatın ve varlığın oluş yasası gereğidir. İşleyişin bireysel veya toplumsal düzlemi sonucu değiştirmez. İnsan seçtiğine katlanmak zorundadır.

 

Hayat seçimdir, seçimlerle sürer. Hayatın her aşamasında farklı seçimler yaparız. Gündelik seçimlerimizde olduğu gibi, asıl olan hayat yolumuzu, dünya görüşümüzü, varlığımızın anlamını, ana istikametini seçerken gösterdiğimiz irade ve kararlılık önemlidir. Bu çerçevede insan ya imanı ya da küfrü; ya izzeti ya da zilleti; ya nuru ya da zulmeti seçer.

 

 İrfan ve medeniyet değerlerimizi sahiplenerek özümüze dönme çabamız bir seçimin sonucudur. Milli iradeye saygı, özgürlüklerden yana, vesayet rejimlerine karşı, mazlumlardan yana gösterdiğimiz tutum bir seçimin sonucudur. Biz genel anlamda, bütün gündelik kaygıları, politik hesapları bir kenara bırakarak özgürlüğün, onurun ve medeniyet değerlerinin yanında tarafımızı belirlemiş durumdayız. Tabi ki bu seçimlerimizin nimetleri olduğu gibi külfetleri de olur, olacaktır

 

Son yıllarda Türkiye’de tarihsel, kültürel dinamiklerine yaslanarak bulunduğu bölgeye ve bütün yeryüzü mazlumlarına umut olacak bir bilinç, bir duyarlık inşa etmeyi başardık. Oluşan duyarlılığı bu yıl gittiğimiz Makedonya’da, Arnavutluk’ta Kosova’da ve en son gittiğimiz Malezya’da çok daha fazla fark ettik. Bu duyarlıkla sürdürülen dış siyaset, millet olarak göstermemiz gereken asil duruşa uygun bir duyarlılıktır. Sonra içeride başarılan her demokratik ve ekonomik kalkınma hamlesi biz kamu çalışanlarına ve her bir vatandaşa güç ve itibar kazandırdı. İçimizdeki iyileşmenin bütünleşerek dışımıza yansıması, etki coğrafyamızın genişliği sebebiyledir. Merkezinde Türkiye olan gönül coğrafyamızla sağlanan bütünleşme, kimi karanlık odakların kirli oyununu bozdu ve bozmaya devam edecektir. Bundan önce olduğu gibi bizi yok ederek var olma hesapları yapanların bundan sonrada oyunlarını boşa çıkarmalıyız. Dün ihanet çeteleri gezide, 17-25 Aralıkta ve 6-8 Ekimde ayrı ayrı görüntü vererek farklı kollardan saldırı yaparken bugün, ihanet şebekeleri en kutsal değerlerimize ve geleceğimize topyekûn ve aynı safta yer alarak pervasızca saldırılar yürütmektedir. Diyarbakır’da 21 ilden 600 STK’nın YETER ARTIK çıkışı, Ankara’da yüzbinlerce kişinin teröre hayır yürüyüşü ihanet şebekelerinin saldırılarına karşı atılan son derece değerli adımlardı. Bunun için kardeşliğimizi, toplumsal barışı, istikrarlı hayatı bölmek, parçalamak isteyenlerin oyunlarını boşa çıkaracak bir siyasi tablo için oylarımızla safları daha da sıklaştırmalıyız.

 

Önümüzdeki seçimde tercihimizi belirlemede önemli olan faktörlerin başında eğitimdeki iyileştirmeler gelir. Türkiye’ye yapılan derin operasyonun en önemli ayağı Milli Eğitimde gerçekleştirilmek istenmiştir. Çökertmek üzere bu hedefi seçenler, yaptıkları ve yapacakları bozgunun son derece bilincindeler. Başörtüsü yasağı, katsayı uygulaması gibi yıldırmalar aslında millet evlatlarını sahanın dışına itme çabasıydı. Daha da önemlisi gencecik kuşakları medeniyet değerlerimizden kopararak, bizim için karanlık bir gelecek tasavvurunu hayata geçirmek istemeleriydi. Bu millet yakın geçmişte iradesini, idareye dönüştürerek içine sokulduğu karanlık tünelden çıkmasını bildi. 4+4+4 eğitim sistemine geçildi. Çocuklarımıza Kur’an-ı Kerim, Siyer-i Nebi ve temel dini bilgiler derslerini seçme hakkı verildi. İmam Hatip ortaokulları açıldı. Katsayı uygulaması, Milli Güvenlik dersi ve öğrenci andı kaldırıldı. Başörtüsü zulmü sona erdi.  Üniversiteler önündeki bariyerler kaldırılarak üniversitelerin normalleşmesi bu dönemin önemli kazanımlarının bir kısmı ve aynı zamanda gelecekte olacak daha güzel şeylerin habercisi niteliğindedir. Seçimimiz zorba anlayışın körpe dimağlara hükmetme çabasının başat kalesi niteliğindeki eğitimin, gerçek anlamda millileşmesi yönündeki hayallerimizin gerçekleşmesini sağlayacak bir seçim olacaktır. Bu nedenle kazanımlarımızın heba olmaması için bu seçimde yer alacağımız saf çok önemlidir.

 

Son olarak Toplu Sözleşme ile başta eğitim çalışanları olmak üzere tüm kamu çalışanlarına önemli kazanımlar elde etmiştir. Hatta genel bir değerlendirme yaptığımızda elde edilen mali ve sosyal haklara dönük kazanımlar tarihi nitelikte olduğu görülecektir.

 

Burada anlayışımızın karakterini ortaya koyan önemli hususlardan biri; biz kazandık ama asla kimse kaybetmedi. Bizim kazanımımız başkasının/ötekinin kaybı temelinde yükselemez. Biz kazanalım da öteki kaybederse kaybetsin duyarsızlığı, dahası körlüğü içinde olmadık, olamayız. Tersine ümmet coğrafyası,  ülke ve millet kazanacaksa biz kaybetmeye hazırız. Bizim kazanımlarımız demek insanlığın kazanımlarının artması demektir. İnsanlığın kazanımlarını artırmadaki öncülüğümüz illegal yapıların bizden rahatsızlık duyması ve sendika liderlerimizi tehdit etmesi olağandır. Bu seçimde gayemiz daha önce olduğu gibi ümmete, ülkeye ve millete kazandırmak olacaktır. İslam coğrafyasına, ülkemize ve milletimize kazandırmak için tercihimizin yönü daha önce olduğu gibi yine bellidir. Büyük Türkiye ufkuna sırtımızı dönerek kendimize bir yol arayamayız. Bu yol kimseyi huzura, nura, onura götürmez. Kazanımlarımıza imkân veren zeminin heba olmaması, daha da çoğaltacak bir işleyişin sürmesi için elbette tercihimiz büyük, güçlü, istikrarlı Türkiye’den yana olacaktır.

 

Bu seçimde kaybetmeyi, zararı, düşmeyi, bozgunu, belirsizliği tercih edemeyiz. Böyle bir tercih ancak akıl tutulmasıyla, ruh ve vicdan kararmasıyla mümkün olabilir. İnsani ve İslami meselelerin olduğu bir yerde ve zamanda bütün davalar, bütün hesaplar geriye bırakılır. Sadece biz değil, ters bir açıdan bakacak olursak, önemini çok iyi bildikleri için bu coğrafyayı kendi haline bırakmak istemeyen güçlerde bu seçime bel bağlamış durumdalar. Yaptığımız tercih insana ve millete kumpas kuranları üzecek. Tercihimiz mazlumu mağduru mesrur edecek. Kumpasçılar bilinsinler ki, bu ülkeye kumpas kuranları asla ve asla sevindirmeyeceğiz!  

Yazarın Diğer Yazıları
#

Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası

#

Emek varsa başarı vardır

#

Mutfak yangın yeri

#

Sağımızdaki yalanın gerçeği örtme çabası

#

Bir vakıf insanı, sendikacı Mithat Sevin

#

Eğitim çalışanlarının güçlü sesi, genel yetkinin değişmeyen adresiyiz

#

Sendikacılığın hokkabazları

#

Umudu yeryüzüne aşılamak için daha fazla gayret

#

Kitabın, davanın, vefanın hakkını veren adam: Erol Battal

#

Ne rakipsiniz ne de refik

#

Devlet yalan söylemez!

#

Destanımıza yeni bir sayfa daha ekledik

#

Popüler kültürün kutsallarına kurban verilecek hayatlarımız yok

#

Her başlangıç yeni bir ruh, yeni bir heyecandır

#

Uluslararası sempozyumumuzun ardından

#

Sabır, dayanışma, direniş, kararlılık, alın teri...

#

İlimle yönetemeyen, zulümle yönetir

#

İyilik örgütlü gücümüzle kazanacak

#

Gelecek sizinle daha iyi olacak

#

Truva atı ya da beşinci kol faaliyetleri

#

Bir halk destanı: 15 Temmuz

#

Gelecek günler daha güzel olacak

#

Türkiye Buluşmamızda yapay sınırları aştık

#

Öze yeni bir yolculuk zamanı

#

Kararlı mücadeleyle güçlü Kazanımlar

#

Yüreğe Düşen Loğ Taşı

#

İLKSAN'da Zorunlu Üyelik Dayatmasına Nokta Koyduk

#

Destanlarımıza destan ekleyen lider kadrolara selam olsun

#

Yeniden Bismillah

#

Adım Adım Yükseköğretim Tazminatı Mücadelemiz

#

MEB'in 'I am Sorry' Deme Lüksü Yok

#

Y.U. Sendikacılığı

#

Yönetmelik Durdurulduğunda Atanmışlar Yürür mü?

#

Özgür Üniversite ve Örgütlenme

#

Kariyer Basamakları Bariyer Basamaklarına Döndü

#

Özür Durumuna Bağlı Yer Değişikliği ve Yargı Kararları

#

MEB Hatasından Dönmelidir

#

MEB Mevsimsel Norm Güncellemesinden Vazgeçmelidir

#

Nerden Baksan Haksızlık Nerden Baksan Tutarsızlık!

#

MEB’e Acil Reçete

#

Üniversitelerde Özgürlük ve Özlük için Örgütlenme

#

Tahriklere Gelmeden Kararlı ve Sabırlı Olacağız

#

Yeni Bakan Avcı’nın Eğitimde Önceliği Ne Olmalı?

#

Öğretmenler; Ömer’in, Merhamet ve Adaletini Bekliyor

#

Resen Atamalarda da 40 Bin Defa Düşünüldü mü?

#

Yeni Yılda da İnşa Sürecinin Öncüsü Olacağız

#

Sorun Yaşayanda mı Yaşatanda mı?

#

Yeni Bir Medeniyetin İnşası ve Öğretmenin Değeri

#

Bu Kez Yanılmak İstiyoruz!

#

Toplu Sözleşme Süreci ve Üç Cephede Mücadele Etmek

#

Hükümet ‘Yunanistan’a Döneriz’ Edebiyatından Vazgeçmelidir

#

Kesintili Eğitim ve Manipülatif Yaklaşımlar

#

Anadolu Liselerine Öğretmen Seçimi Sınavına Girilmeli Mi?

#

Yolun Açık Olsun Yusuf Ziya Özcan Hoca

#

Ek Ödemede Eğitimcilerin Muadili Kim?

#

Köklü Değişim İçin Yeni KHK’lara İhtiyaç Var

#

Değişen Paradigma ve Hak Arama Kültürü

#

Son Toplu Görüşme’de Konfederasyonumuzun Kazanımları!

#

Usuls

#

Garip Bir Dava ve Sonrası…

#

Danıştay ve İsviçre’de Minareyi Yasaklayan Zihniyet!

#

18 Kasım Çarşamba Günü Meydanlardayız!

#

Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçimi

#

Öğretmenlerin Beklediği Yönetmelik

#

Hedefe Emin Adımlarla!

#

Bu Yanlış Uygulamayla Nereye Kadar!

#

Öğretmenim! Bu Bir İLKSAN Hikayesidir

#

Kadro Sözü Üzerinden Bir Yıl Geçti

#

Sürekli Değişen Kurallar Hukuki Güvenceyi Zedeliyor

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen