Yazı
Yazar : Selim Dervişoğlu
2025-02-03 15:05:18
Görüntülenme
TYY MARİF MODELİNE BAKIŞ
Selim Dervişoğlu

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ilk kez yerli ve milli model olarak kaşımıza çıkmaktadır. On yıllardır Finlandiya modeli, Güney Kore modeli, Singapur modeli diye oradan oraya savrulduk durduk. Başkalarının diktiği elbiseyi  giymek zorunda kaldık. Ya kolu uzun geldi, ya paçası. Elimizde kendi özelliklerimizi ait bir model bulunuyor, ancak bu modelin süratle netleştirilmesi ve belirgin hale gelmesi gerekmektedir. Bu modelin düşünsel ve kavramsal olarak nasıl bir altyapıya sahip olduğu izah edilmesi gerekmektedir. Bilgi yeterli değil, artık beceri temelli yaklaşım benimsendi çağın gereği bilgiye ulaşma sorunu ortadan kalkmıştır. Asıl olan bilgiyi beceriye dönüştürmektir. Ancak bu göründüğü kadar kolay bir süreç değildir. Zira bu bireyin kişilik algısı, bütünlük ve yetkinlik, yeterlilik gibi birçok kavramı gündeme getirir. Bütüncül yaklaşım bireyin ortama uyumu değil ortamı inşa edecek yeterliliği, yani geleceği inşa edebilecek  düşünsel uygarlık temeli olan bir altyapıya sahip olunması gerekmektedir. O yüzden en ufak karmaşaya yer olmamalıdır. Sade, anlaşılır uygulanabilir bir özelliğe sahip olunmalıdır. Müfredat yoğunluğuna boğulup, bıkkınlık vermemelidir. Modelin kendisine değil de, ürünün kendisine odaklanılmalıdır. Modeli kutsamak, ürünü pas geçmek anlamına gelebilir. Modelin becerilere, odaklanma, değerler eğitiminin, güçlendirilmesi, öğrenme yaklaşımlarının çeşitlendirilmesi, dijitalleşme konusunda yenilikçi yaklaşım programın yenilikçi yüzünü göstermektedir. Çağın gereklerine uygun yenilikler, öğrenci merkezli yaklaşım, değerler eğitimi, becerilere odaklanma güçlü yönleridir. Uygulama zorlukları, değerler eğitimi tartışmaları, bilimsellik endişeleri gibi soru işaretleri ortadan kaldırılmalıdır.

Bilgisel yaklaşım, merak, eleştirel yaklaşım, genel muhafazakarlık yaklaşımla   zıtlaşma içerdiği düşülmektedir. Nedense sorgulayan, analitik düşünen birey ortaya çıkarmak kalıpları kırmaktan geçmektedir.

Maarif   modelindeki insan tipolojisi geleneğin ve muhafazakârların içerisinde analitik düşünce, sorgulayıcı akıl, uluslararası düzeyde yarışmacı bir kimliğe ulaşmakla ilgili alt yapı bağdaştırması gerekecektir.

Öğretim programı değişikliklerinde amaçlanan ve ulaşılan öğretim programları arasındaki boşlukların sebepleri detaylı bir şekilde incelenmeli ve bir sonraki program değişikliklerine yol göstermelidir. Boşlukların doldurulması gerekir. Bu düzeydeki bir değişiklikte tüm paydaşların süreci benimsemesini sağlamak için ihtiyaç analizinin ayrıntıları şeffaf bir şekilde paylaşılmalıdır. Bu durumun önüne geçebilmek için bu şekilde kapsamlı yapısal değişiklikleri hemen uygulamaya koymak gerekir. Zaten örnek uygulamadan yürürlüğe koymak zorluk içerir.  Birçok kavramın programlara eklenmesi sadeleştirme sürecinin temel amacına aykırı bir sonuç yaratarak öğretim programlarında kavramsal berraklığı sağlama çabalarını olumsuz etkileyebilir. Dolayısıyla, yalnızca öğretmenlerin değil, tüm paydaşların da büyük ölçekli değişiklikler getiren taslak öğretim programlarını etkili bir şekilde uygulayabilmeleri için uzun soluklu bir uyum sürecine ihtiyaçları bulunmaktadır. Tüm sistem çalışanlarının bu kapsamdaki rolünü netleştirmeye, onları bu süreçte somut ve iyi örneklerle desteklemeye ve güçlendirmeye yönelik adımların atılması gerekmektedir.

Bu kapsamda yapılması gereken   ders içeriklerinden öğretim yöntemlerine ve ölçme-değerlendirme uygulamalarına kadar geniş bir yelpazede öğretmenlerin görüşlerinin alınması, teorik olarak planlanan değişikliklerin uygulamadaki etkilerini gözlemlemek için çalışmaların yapılması, öğretmenlerin yeni yaklaşımları etkin bir şekilde uygulayabilmeleri için gerekli eğitim ve desteğin verilmesi, değişiklik süreci boyunca öğretmenlerden sürekli olarak geri bildirim alınması öğretim programlarında yapılacak değişikliklerin daha etkili  sonuç  verecektir.

Maalesef mevcut  ders saati sayısı göz önüne alındığında böyle yoğun bir programın nasıl tamamlanacağı ve hangi sonuçları üreteceği bilinmemektedir. Süratle ders içindeki uygulamalarla ders saati korelasyonu kurulmalıdır. Öğretmenlerden en çok bu konuda serzeniş gelmektedir.

Şu anda yürütülen değerler eğitimi göz önüne alınarak yeni program örtüştürülmelidir. Taslak öğretim programlarında bileşenler arasında yeterli bağlantı sağlama  ve bütüncül yaklaşım gerekmektedir. Diğer problem öğretmen ve yönetici eğitimleri yüzeysel geçmektedir ki bu uygulama açısından risk teşkil etmektedir.

Kısaca; Tarihi fırsat elimizdeki ancak süreci iyi yönetmek önemli. Sürekli takip etmek gerekiyor. Sadece düşünsel, duygusal, davranışsal değil aynı zamanda Epistemolojik boyutluda takip etmek gerekli. Zira yeni yüzyıl düşünen, analiz eden, sorgulayan, üretici akla sahip bireylerin dünyası olacaktır.

Selim DERVİŞOĞLU

 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen